Antalya’nın yüzölçüm bakımından küçük; ancak içerisinde bulunan tarihi yapı ve doğal güzellikleri bakımından oldukça büyük ilçelerinden Finike, M.Ö. 5. yy. da kurulmuştur. Fenikeliler tarafından inşa edilen şehir, Likyalılar tarafından liman kenti olarak kullanılmıştır. Bu yönüyle, dönemin en ünlü ticaret merkezi haline gelen ilçe, günümüzde hala verimli topraklara sahip olup dünyanın birçok yerinden gelen turistleri ağırlamaktadır.
Finike’de şehirleşmenin temellerinin ilk atıldığı yer, İskele Mahallesi’dir. Bu mahalle, içerisinden geçmekte olan su kanalına çeşitli yüklerin bindirilerek limana gönderilmesinden dolayı İskele adını almıştır.
Bölgede birçok farklı medeniyet hakimiyet sürdüğü için, incelenebilecek tarihi yapı sayısı da oldukça tatmin edicidir. Özellikle Helenistik, Roma ve Bizans döneminden kalan tarihi yapılar, günümüze kadar ulaşmış ve rahat bir şekilde ziyaret edilebilmektedir.
Limyra Antik Kenti (Limyra Ören Yeri)
Finike ilçe merkezine yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta yer alan antik kente ulaşımlar, Finike – Elmalı yolunu ortalama 5 kilometre takip ettikten sonra Yuvalılar kavşağından sağa dönülerek yapılabilmektedir. Yaklaşık 1 kilometre daha devam edilerek ulaşılan antik kent, bölgenin popüler tarihi yapıları arasındadır.
Antik kent içerisinde ziyaret edebileceğiniz antik tiyatro, anıt mezar, ev, kilise ve akropoller bulunmaktadır. Biraz dik bir konumda bulunan yapıları incelemek için tepe noktasına tırmanmak gerekecektir. Kuruluşu 2 bin yıl önceye dayanan kentte en dikkat çekici yapı ise antik tiyatrodur. Yaklaşık 3700 kişiyi aynı anda bünyesinde barındırabilmiş olan yapı, günümüze kadar ulaşmıştır. Likyalıların bölgede uzun süre hüküm sürmüş olmasından ötürü, yapılarda Likya etkisi oldukça yüksektir. Bunun yanı sıra Roma mimarisinin de kullanıldığı antik kenti gezmek, bölge tarihini keşfetmek adına verimli bir etkinlik olacaktır.
Antik kente girişler ücretsiz bir şekilde yapılmakta olup, herhangi bir yaş sınırlaması bulunmamaktadır.
Arykanda Antik Kenti
Finike ilçe merkezine yaklaşık 29 kilometre uzaklıkta olan antik kent, Arif Köyü’nde yer almaktadır. Kente ulaşımlar özel araç veya ilçe merkezinden hareket eden Arif Köyü minibüsleri ile yapılabilmektedir.
İsminin anlamı ‘yüksek kayalığın yanında bulunan yer’ olan kent, bölgede kurulmuş en eski yerleşim merkezi olarak kabul edilmektedir. Antik kent üzerinde yapılan arkeolojik çalışmalar doğrultusunda elde edilen verilere göre, şehirde yaşamın M.Ö. 5. yy.a kadar uzandığı düşünülmektedir. Yapılan kazı çalışmalarında Kuprili ve Aquwami’ye ait olduğu düşünülen sikkeler bulunmuş ve bu sikkelerin Arykanda’ya işaret ettiği kayıtlara geçmiştir.
Eğimli bir araziye kurulmuş olan kentte yapılar, kat kat şeklinde dizilmiş durumdadır. Bir yamaca inşa edildiği için kenti incelemek biraz yorucu olabilmektedir.
Antik kent içerisinde ziyaret edebileceğiniz amfi tiyatro, tarihi evler ve yapılar yer almaktadır. Kurulduğu dönemde stratejik açıdan oldukça önemli olan antik kente girişler ücretsiz olarak yapılabilmektedir.
Kafi Baba Türbesi
Finike ilçe merkezine yaklaşık 6 kilometre uzaklıkta bulunan türbe, Limyra antik kentine oldukça yakın bir konumdadır. Ulaşımların özel araçla Elmalı – Finike yolunu kuzey yönlü takip ederek, buradan Yuvalılar kavşağından sola dönüp yaklaşık 1 kilometre düz devam ederek sağlandığı bölgeye, ilçe merkezinden hareket eden Saklısu minibüsleri ile de gidilebilmektedir.
Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’ne de konu olan türbede Haziran aylarında çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Abdal Musa adına yapılmış olan türbe ile ilgili olarak bölgede hakim olarak rivayet şu şekildedir:Bir gün Mısır Sultanının kızı hastalığa kapılır. Türbeye adını veren Kafi Baba, kendisine inananlarla birlikte Mısır’a doğru yola çıkar. Kız iyileştikten sonra Mısır Sultanı Kafi Baba’ya bu iyiliği karşılığında ne istediğini sorar. Kafi Baba da elinde bulundurduğu kaba yağ doldurulmasını talep eder. Kaba yağı döktükleri takdirde kab bir türlü dolmaz. Kafi Baba bunun üzerine ‘Kafi’ der ve kab dolmaya başlar. Anlatılan rivayetlerden sonra Kafi Baba olarak anılan dervişin türbesine de aynı isim verilmiştir. Özellikle yerli turistler tarafından ilgi gören türbede dilekler dilenip, dualar okunmaktadır.
Türbeye girişler ücretsiz bir şekilde yapılabilmektedir.
Kırkgöz Kemeri (Limyra Köprüsü)
Kurulduğu dönemde Limyra Köprüsü olarak bilinen, günümüzde Kırkgöz Kemeri adı verilen yapı, Alakır Çayı üzerinde Hasyurt sınırları içerisinde yer almaktadır. Kemere ulaşımlar, ilçe merkezinde sahil yolunu doğu yönüne takip ederek, üçüncü büyük sapaktan sola dönüp yaklaşık 5 kilometre ilerleyerek yapılmaktadır.
Dünya çapında bilinen en basık kemerli köprü olan yapı, toplamda 700 metre uzunluğundadır. Üzerinde 41 adet kemer bulunan yapı, oldukça yassı bir görünüme sahiptir. Bu yassı kemerlere sahip köprünün, inşa edildiği dönemden itibaren ancak birkaç yüzyıl sonra bir benzeri yapılabilmiştir. Dönemine göre olağanüstü bir mimariye sahip olan yapı üzerinde, yurt içi ve yurt dışından birçok akademisyen çalışma sürdürmüştür. Köprü, Likyalıların bölgede hakimiyet kurduğu dönemlerde Rhodiapolis ve Limyra şehirlerini birbirlerine bağlamıştır.
Bir kısmı harabeye dönmüş olan yapı, ücretsiz bir şekilde ziyaret edilebilmektedir.
Myra Antik Kenti
Myra Antik Kenti, Likya Bölgesi'nin en önemli antik kentlerinden biridir. Kentin tarihi, MÖ 5. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir gelişme göstermiştir.
Myra Antik Kenti, hem tarihi hem de kültürel açıdan oldukça zengin bir mirasa sahiptir. Özellikle tiyatrosu, Likya mezarları ve Aziz Nikolaos Kilisesi gibi önemli yapılarıyla tanınmaktadır. Tiyatro, antik kentin merkezinde yer almaktadır ve yaklaşık 10.000 kişilik bir kapasiteye sahiptir. Likya mezarları ise, antik kentte yer alan en çarpıcı özelliklerden biridir. Mezarlar, kaya yüzeyine oyulmuş ve oldukça sanatsal bir görünüme sahiptir.
Aziz Nikolaos Kilisesi ise, Hristiyanlık dünyasında oldukça önemli bir yere sahiptir. Aziz Nikolaos, Noel Baba olarak bilinmektedir ve bu nedenle kilise, Hristiyan turistler için oldukça önemli bir ziyaret noktasıdır. Kilise, 11. yüzyılda inşa edilmiş olup, Roma İmparatorluğu döneminde Hristiyanların toplanma yeri olarak kullanılmıştır.
Myra Antik Kenti, turistlerin ilgi odağı olan önemli bir turistik yerdir. Kentte yer alan antik kalıntılar, tarihe duyulan ilginin yanı sıra doğa severlerin de ilgisini çekmektedir. Ayrıca, kentte yapılan kazılar sonucu ortaya çıkarılan eserler, antik dünyaya dair önemli bilgiler sağlamaktadır.
Rhodiapolis Antik Kenti
Kent, adını Rodoslu bir grup göçmen tarafından kurulduğu tahmin edilen Rodos kentinden almıştır. Rhodiapolis'in tarihi MÖ 3. yüzyıla kadar uzanmaktadır ve Roma İmparatorluğu döneminde büyük bir gelişme göstermiştir.
Rhodiapolis, antik dönemde birçok önemli yapıya ev sahipliği yapmıştır. Kentin en önemli yapılarından biri, tiyatrosudur. Tiyatro, yaklaşık 15.000 kişilik bir kapasiteye sahip olup, oldukça iyi korunmuştur. Kentte ayrıca stadyum, agora, hamam ve su kemerleri gibi yapılar da bulunmaktadır.
Rhodiapolis, aynı zamanda Hristiyanlık tarihi açısından da önemlidir. Kentte yer alan Aziz Demetrius Kilisesi, antik kentteki Hristiyan nüfusun toplanma yeri olarak kullanılmıştır. Kilise, Bizans döneminde inşa edilmiştir ve günümüze oldukça iyi korunarak ulaşmıştır.
Rhodiapolis, günümüzde turistlerin ziyaret ettiği önemli bir turistik yerdir. Antik kentin kalıntıları, tarih ve arkeoloji meraklıları tarafından ilgiyle incelenmektedir. Kentin tiyatrosu, Hellenistik dönemin en iyi korunmuş tiyatrolarından biri olarak kabul edilmektedir.
Olimpos Antik Kenti
Olympos Antik Kenti, tarihi MÖ 2. yüzyıla kadar uzanan ve Likya Bölgesi'nin en önemli yerleşim yerlerinden biridir. Kent, adını Olympos Dağı'ndan almaktadır.
Antik kentte, Helenistik ve Roma dönemlerine ait kalıntılar günümüze kadar ulaşmıştır. Kent, Bizans döneminde de önemli bir yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Olympos Antik Kenti'nin en önemli özelliklerinden biri, doğal güzellikleri ile de öne çıkan konumu ve Çıralı Plajı'na yakınlığıdır.
Antik kentin kalıntıları arasında, tiyatro, agora, hamam, tapınak, antik liman ve kral mezarları gibi yapılar yer almaktadır. Antik liman, günümüze kadar iyi bir şekilde korunmuştur. Ayrıca kentte, deniz yolu ile gelecek tüccarlar ve misafirler için yapılmış olan Likya'nın en önemli feneri de yer almaktadır.
Olympos Antik Kenti, aynı zamanda Hristiyanlık tarihi açısından da önemlidir. Kentte, Hristiyanlığın ilk dönemlerinde yer altı mezarları olarak kullanılmış ve sonraki yüzyıllarda kiliselere dönüştürülmüş birçok yapı bulunmaktadır.
Antik kentin yakınlarındaki doğal güzellikleri de oldukça ünlüdür. Çıralı Plajı, doğal olarak oluşmuş bir sahil şeridi ve ünlü bir doğa harikasıdır. Plaj, Türkiye'nin en güzel sahillerinden biri olarak kabul edilmektedir. Olympos Antik Kenti'ne yakın konumda bulunan ve denizle ormanın birleştiği yerde yer alan Yanartaş, antik dönemde de önemli bir kült merkezi olarak kullanılmıştır.